Prof.Dr.Adnan ÖZKOCA: “Bir İstanbul Beyefendisi”
Kars Ardahan Iğdır Veteriner Hekimleri Odası Başkanı
Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Dölerme ve Suni Tohumlama Anabilim Dalı Başkanı
1992 yılının Ekim ayında Kamuran hocam vasıtasıyla tanışma onurunu yaşadım.…
Sadece -iki yıl aynı kürsüde mesai paylaşma şansım oldu.
Sonra emekli oldu…
Bu süre zarfında kendisinden çok şeyler öğrendim.
Açık kahverengi deri çantası ve şık paltosuyla mütevazi yeşil Reno 5 marka arabasından
inerdi…Kürsünün koridorlarından geçerken kimseyi denetlemez ve hiçbir şeyi sorgulamadan
hoş bir günaydın diyerek odasına giderdi…
Kürsünün en yukarısındaki odasından bir sessizlik, ağırlık, yumuşaklık, tatlı ve etkili bir otorite yayılırdı koridora…
Tatlı vakurluğu, yumuşaklığı ve sabırlı duruşu hepimize güven verirdi.
”Evladım “ hitabıyla bizleri kucakladığını anlardık…
Herkes ondan hafif çekinirdi ama korkmazdı… Ona en çok “saygı” duyulurdu…
Onun özgeçmişi, ders kitapları ve bilimsel yayınları okundukça ona duyulan ilgi ve saygı daha da artardı. Kendini hiç övmezdi. Oysa “Türkiye koşullarında boğa spermasının payet yöntemine göre ilk kez dondurmuş ve koyunlarda östrus sinkronizasyonu çalışmalarını” ilk olarak o başlatmıştı… İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin ilk kurucularındandı…
Türkiye’nin iki önemli Suni Tohumlama laboratuarını (Lalahan ve Şenlikköy) kurmuştu.
Ayrıca giderken 45 makale, 5 kitap ve birçok tebliğ bıraktı arkasında…
Emekli olunca kürsünün seminer odasında düzenlenen veda toplantısı, Kamuran hocamızın zarif, duygusal ve etkileyici konuşması, tüm kürsünün sulu gözlerle onu uğurlayışı gözlerimin Emeklilik yemeğinde, Özer Ergün hocanın, onun için yazdığı içten şiiri ve konuşmalarda vurgulanan onun “ Bir İstanbul beyefendisi” olduğu, hafızamdan silinmedi…
Hocayla ilgili anlatılan başka bir hatırayı da hiç unutmam…
“Seksen öncesi öğrenci kavgalarından biri Veteriner Fakültesinin amfilerinden birinde yaşanır. O amfide, o saatte Adnan hocanın Reprodüksiyon ve Suni tohumlama dersi vardır.
Tartışma ve kavga tüm çabalara rağmen durmaz. Dekan ve birçok hocanın devreye girmesiyle bir türlü yatıştırılamayan kavga, Adnan hocanın kürsüye gelmesiyle biter. Hocamızın sadece saygınlık ifade eden vücut dili büyümekte olan bir kavgayı yatıştırmaya yetmiştir.”
Bazı sorunlarımı paylaştığım, fikirlerini aldığım ve kendisinden esinlendiğim bir hocamızdı.
1993 yılında biyokimya dalında yurtdışı doktora sınavını kazanmıştım…. Gidip gitmemekte karasızdım… Kararsızlığımı onunla da paylaşmıştım. Sonunda yurtdışına gitmeme kararı almıştım. Bu kararımda, onun kurduğu ve Kamuran hocamla birlikte ahenk içinde yönettiği kürsüdeki samimi ve bilimsel ortam oldukça etkili olmuştu diyebilirim. Gitmediğim için hiç pişman olmadım…
Örnek, saygın ve iz bırakan bir hocamızı ve önemli bir şahsiyeti tanıma fırsatı bulduğum için Ülkemizde Veteriner mesleğinin ve Dölerme ve Suni Tohumlama bilim alanının ulu çınarlarından biri, arkadaşlarının yıllar önce bahsettiği gibi “Bir İstanbul Beyefendisi” Sayın Prof.Dr. Adnan ÖZKOCA, 24.05.2012 tarihinde aramızdan ayrıldı
Hep gönüllerimizde yaşayacaktır…