Piliç ile Tavuk Arasındaki Fark…
Ülkemizde yetiştirilen tüm gıdaların yasaklanmasını ve tüketicilerin köylerdeki ürünleri tercih etmesini isteyen kanser uzmanı doç.Dr.Yavuz Dizdar bilim dışı açıklamaları ile halkımızın aklını karıştırmaya devam ediyor.
Tüm görsel ve yazılı yayın organlarını gezerek tüketicilerin aklını karıştıran Yavuz Dizdar’a söylediklerinin doğru olmadığı bilimsel uzmanlar tarafından anlatılsa bile uzman hala gerçek dışı bilgileri sunmaya devam ediyor.
Yavuz Dizdar’ın açıklamaları hayretler içinde dinleniyor.
Yavuz Dizdar önce 50 günde iki kilo ağırlığa gelen piliçlere neler veriliyor ki, bu hayvanlar çok kısa sürede bu kiloya ulaşıyorlar?diye soruyor.Bunun cevabını bu konunun uzmanı Prof.Dr.Tahir Aksoy Çiftlik Dergisi’nde bilimsel yönü ile anlattı.Lütfen okuyunuz..Üstün Verimli Ticari Tavuk Sürülerinin Sırrı NEDİR?
İnternet ve Medyada Yer Alan Piliç Eti ve Yumurta Haberleri Üzerine Bir Değerlendirme..Vet.Hek.Adnan Serpen https://www.ciftlikdergisi.com.tr/internet-ve-medyada-yer-alan-pilic-eti-ve-yumurta-haberleri-uzerine-bir-degerlendirme.html
Tavukları günde 3 kez yumurtlatan kanser uzmanı
Günde iki-üç defa yumurtlatabilmek için tavuğa mutlaka bir şey yapmak zorundasınız. Çünkü bu kadar yumurtlama hayvanın doğasının dışında bir şey.
Tavuklar günde kaç yumurta yaparlar?
Tavuklar 3 kez yumurtlamazlar
Son günlerde söylenen “Tavuklar günde üç kez yumurtlatılmaktadır, bunun için de tavuğa doğasına aykırı bir şeyler yapılmaktadır” şeklindeki beyanlar bir dedikodudan ibarettir ve cehaletin eseridir. Yoksa biyoloji bilen hiç kimse bunu söylemez, söyleyemez. Yumurta tavuk metabolizmasının ürettiği, hem kendi üremesi için hem de insan beslenmesi için gerekli bir üründür. Tavuklar genellikle 20 haftalık olduğu zaman yumurtlamaya başlar ve 72 haftaya kadar verimli bir yumurtlama dönemi geçirirler. Yumurtanın oluşumu yumurtalıklarda yumurta sarısının oluşumuna kaynaklık eden folliküllerin olgunlaşması ile başlar ve yumurta kanalında geçen 25 saatlik sürede, yemde bulunan ham maddelerin yumurtaya dönüşümü ile tamamlanır. Bu sürenin yalnız 11 saati yumurta kabuğunun oluşumu sırasında geçer. Bir yumurta yumurtlanmadan bir sonraki yumurta kanalına düşmez. Hormon vererek dahi bunu gerçekleştirmek mümkün değildir.
Uzman Yavuz Dizdar modern kümeslerde dünya teknolojisi ile yetiştirilen piliçlerle ilgili de;”Bu yetiştirdiklerine tavuk demeye utanıyorlar ve piliç diyorlar ifadesini kullanıyor.
Bunun cevabını da ansiklopediler veriyor:Tavuğun küçüğü, erginleşmemiş tavuk veya horoz.Genç ve gelişme çağında olanlara piliç, cinsi olgunluğa ulaşmış ergin dişilere tavuk denir.
Bu açıklamaları okuyabilmek için ; ://www.haberturk.com/polemik/haber/730924-saglikli-diye-yediginiz-tavuklar-tavuk-degil
Bilimsel verilere aykırı açıklamalar devam ediyor…
“ARKADAŞIM KIZINA YUMURTA YEDİRMEYİ KESTİ, ÇOCUK SAĞLIĞINA KAVUŞTU”
İnsanların canlarının sıkılması gerekiyor, yürekleri kabaracaksa kabaracak biraz, ama gerçekleri öğrenmeleri lazım. Geçen haftalarda bir arkadaşım anlattı. Çok hazin bir örnek. 10 yaşındaki kızının bacaklarında tüylenme sorunu başlamış. Doktor doktor dolaştırıp bir sonuç alamayınca, “Ya biz bu çocuğa ne yediriyoruz ki böyle oluyor” demişler. Ve geldikleri nokta yumurta olmuş. “Her gün bir yumurta veriyorduk, kestik ve tüylenme geçti. Ondan sonra organik yumurtaya döndük, bir sorun kalmadı” diyor.
– O yüzden kız çocukları erken adet görmeye başladı, erkek çocukların göğüsleri büyüyor…
Evet. Korkunç bir gidiş var. Bu memleketin beslenmesinin düzelmesi gerekiyor. Büyük hastaneler açarak kanser vakalarını önleyemeyiz. Erken tanı yöntemlerini geliştirerek önlenebilecek bir şey değil kanser. Beslenmemizin düzelmesi gerekiyor. Yediğimiz yumurtadan hormon alıyoruz, süt zaten süt değil, yoğurt desen öyle… Bir yandan tarım ilacını bol miktarda alıyoruz. Bu şekilde beslenen vücut bir kere böyle beslense bunu karşılar, iki kere beslense yine karşılar, ama tek seçenek bu olduğu zaman hastalık kaçınılmazdır. Kanserler patladı. Batman’dan çiftçi telefon ediyor, altıncı düşüğü yapmış eşi… Kars’tan genç bir köylü telefon ediyor, kanser… Marketten alıyormuş tavuğu, çünkü Kars’ta kuş gribi hikâyesinden sonra 2.5 milyon köy tavuğu yakılınca ellerinde tavuk kalmadı…
“TAVUKLAR O KADAR ETLİ Kİ KEMİKLERİ KIRILIYOR”
– Hiç anlayamadım hocam…
Aksi takdirde güneşe çıkartırsanız civciv sağlıklı gelişeceği için kemik de yapıyor. Ama kemik yapsın istenmiyor, sadece et yapsın isteniyor. O zaman oradan da tasarrufa gidiyorsunuz, hayvan sonunda patates tarlasında yatan patates gibi hiçbir şekilde kaçamayan, olduğu yerde büyüyen bir hayvan oluyor. Bunu kesimde çalışan bir arkadaşımız anlattı, “Zavallı hayvancağızı yerden alırken kemiklerinin elinizin altında kırıldığını hissediyorsunuz. Kaçamıyor zaten. Bıraksanız da hareket edemiyor” diyor. Çünkü hiçbir şekilde enerji harcamayacak ve et yapacak şekilde yetiştiriliyorlar. Düşünebiliyor musunuz 1.7 kilo yemle 1 kilo tavuk elde ediyorlar. Böyle bir dönüşüm var mı dünyada?
– Tavukların nasıl bir eziyetle yetiştirildiğini biliyordum, bu yüzden de asla yemem, ama bu kadarını bilmiyordum. Para kazanacağız diye nasıl bu kadar vicdansız olabiliyoruz?
Haklısınız, son derece vicdansızlık bu. Bir yandan da baktığımızda bunu yapanlar inançlı insanlar…
“GİDİŞ İYİ DEĞİL”
– Nasıl öyle bir şey yapabildik? Tavukları canlı canlı toprağa gömdük, yaktık. Bunun günahı bile bize yeter?
Haber Tarihi: 9 Eylül 2013. 14:23
Yavuz hoca doğru diyor.Bizde yemiyoruz tavuk,ancak organik olursa veyahut köy tavuğu.
Günde 3 yumurta dahil hocanın eksiklikleri dile getirildi.Bir de 6 liraya tavuk alamayan ülkemin insanı kilosu 25 tl’ye nasıl bu ürünü alsın.Bir de Türkiyedeki yetiştirilen piliçler dünya teknolojisi ile yetiştiriliyor.Bu sitemi dünya kabul etmiş.74 milyon insanı hangi köy tavuğu ile besleyeceksiniz.Hayal satmaya gerek yok.Hoca hiçbir ürünü beğenmiyor.Tuzu kurular hariç herkes organik olup olmadığı bile şüpheli bazı ürünlere nasıl 5 kat fazla ödesin.Sizin durumunuz iyi olabilir.Dünyanın yediği sitemi bu kadar kötülemek yanlış diyoruz.Yazını içinde tüm bilimsel verileri de okuyun lütfen
Yavuz Dizdar önce bu işin ilmini bir okuyup araştırsın ondan sonra insanların kafasında soru işaretleri oluşturacak soruları sorabilsin, bu sektörde ve bilim camiasında bu işe yıllarını vermiş kişilerin sözleri dinlenmezken, Yavuz Dizdar’ın bir lafı nasıl dinlenebiliyor. Öncelikle araştırın, bilim insanları ile röportajlar yaptıktan sonra bu konu tekrar yorumlanmalı. Herşeyden önce bir tavuk değil, bir etlik piliç ya da broyler denmeli ve bu broylerin cinsiyeti belirtilmeli, erkek ise farklı dişi ise farklı zaman dilimlerinde farklı ağırlıklara ulaşacağından önce bu husus bilinmeli. Ayrıca bir civcivin kaç gram olduğunu sormak gerek bu insana, bakalım bilebilecek mi? Günde kaç gram yem tüketir? Kaç derece… Read more »